3 Ekim 2013 Perşembe

Patchwork Hikayeleri 


Elma Isırığından "Mutlu Elma Ağacı"na 

bir yolculuk ...






İlhamımı yaşadıklarımdan alarak ,  gözlemleyip , tasarladığım  ve de ürettiğim  çok sevdiğim patchwork örtümün, doğum hikayesini paylaşmak istedim sizlerle bugün...







Kocaman bir bahçenin ortasında her yaz gidip kaldığımız bir köy evi... Sıcacık yatağımdayım. Dışarıdan telaşlı sesler geliyor... Üst üste konuşuyor herkes ... Anlaşılmıyor sözler ya da ben uyku mahmurluğu ile anlayamıyorum neler konuşulduğunu ama neşeli , dingin , keyifli sesler bunlar...
Şimdilik bu da yeter bana... ( büyüklerin ses tonları çocukları nasıl etkiler bilirsiniz ! )
Tek anlayabildiğim tereyağı yapılan yayığın çıkardığı biteviye ses ! Kahvaltı için hazırlık yapılıyor.Acıkmışım , keyifle kalkıyorum . Müşfika Hala mıydı acaba , elinde koca bir tava, yumurta pişiriyor ocakta... 
Kalabalık bir ailenin kahvaltı hazırlığı...










Bu gün, bahçedeki kocaman elma ağacının altına kurulmuş sofra . 
Tertemiz bir hava , gökyüzü masmavi ...Güneşin sabah mahmurluğundaki ışıltısı...
Bu atmosferde yemyeşil bir çimenlikte nice baharlar yaşamış güzelim elma ağacı , üstünde narin, pembe beyaz çiçekleriyle yukarıdan sofrayı seyrediyor sanki....
Oturdum ; yer sofrasının altındaki örtüyü dizlerime çektim peçete niyetine. Başımı kaldırıp masmavi gökyüzüne , o zaman bana daha büyük gelen elma ağacına baktım....







       

 Ne güzel bir ağaç ! Ya üzerindeki çiçekler... 
Sanki bir ressam,  bir fırça darbesiyle yeşil yaprakların arasına küçük ,pembe beyaz noktalar kondurmuş!



Sesler yavaş yavaş uzaklaştı,duyulmaz oldu.Derin bir sessizlik oldu sanki..
Sadece kocaman elma ağacı ve ben vardım evrende... 

Gözüm sabah esintisiyle yerinden kopan bir elma çiçeğine takıldı. Kar yağarken bir kar tanesine odaklanırdık ya çocukken onun gibi; baktım ,gördüm onu...
 İzlemeye başladım havada süzülüşünü... Bir kelebek gibi uçarak , bazen dönerek ,ağır ağır aşağı doğru süzülüşünü...
Gelin gibi nazlı , narin , titrek; ama öyle muhteşem , öyle edalı ki... Benim güzel elma çiçeğim , kahvaltı sofrasına doğru inişteydi. Bakalım nereye konacak ?
Heyecan ve merakla bekliyorum.( sabah sabah yine bir maceranın içinde buldum kendimi .)
Ya sert bir rüzgar eser de çiçeğim savrulup giderse! 
Aynı kaygıyı elma çiçeğim de duydu diye düşündüm . "Ya savrulup gidersem!




Ama öyle olmadı ; elma çiçeğim, salına salına tam da önümdeki gül reçeli tabağına bir kraliçe edasıyla kondu. Hatta kabarık, pembe beyaz eteklerini şöyle bir düzeltti,oradan gülümsedi bana ; üstüne bir de göz kırptı sanki...
Aslında göz gözeydik canım!

Sesler geri geldi ; çay kaşıklarının şıkırtısı , semaverin fokurtusu ,gülüşmeler , konuşmalar...
Artık hepsini duyuyorum.

Kimse fark etmedi reçel tabağının içindeki elma çiçeğini ve ikimizin maceralı yolculuğunu ! 
Olsun ,ben farkındaydım ve de o anda zihnim , bastı deklanşöre ! Kaydettim o anı ...

Ben, hala hiç ama hiç sararmadan , bütün güzelliği ile saklarım bu fotoğrafı  ,
 mutlu çocukluğumun bir anısı olarak ...







İşte çocukluğumun o elma ağacı, yıllar sonra bir patchwork hikayesinin kahramanı oldu böylece ...


Bu örtü, ilk çalışmalarımdan biri... Elma ısırığı şablonunu kullanarak tamamen elde üretildi.

Elma ağacının çiçeklerini yapmak çok zor geldiği için  elmalarla yetinmişim !





2 yorum:

  1. Pinarcigim,bir gun sana "patchwork'un romani"ni yazacagini soylemistim.Hikayeni okuyunca onu animsadim.Betimlemelerinle beni de goturdun o elma agacinin altina...Bakalim sirada hangi yaratinin hikayesi var.Keyifle okudum ve merakla bekliyorum.Sevgiler.Gulsum

    YanıtlaSil
  2. Bana bir beste sözün var ...Umarım hala geçerlidir ! Birlikte neler olabileceğini göreceğiz ! Bende sırada ne var merakla bekliyorum .Sevgiler

    YanıtlaSil